BASIN VE KAMUOYUNA
Tarih: 8.03.2022 | Okunma Sayısı: 432

8 Mart 1857, kadınların Amerika'da bir tekstil atölyesinde ücret eşitsizliğini ve uzun çalışma saatlerini protesto etmek için başlattıkları eşitlik mücadelesinde, grev sırasında çıkan yangında hakları uğruna can verdikleri gündür. Bu olay dünyada yankı bulmuş ve emekçi kadınların eşitlik arayışları devam etmiştir.

Dünyanın her yerinde bugün kadınlar, dayanışma ve mücadele ruhuyla, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, aile içi ve toplumsal şiddete, ayrımcılığa karşı çıkmakta; kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele çağrısı yapmakta ve çözüm önerileri sunmaktadır. Çünkü kadınlar, ne yazık ki dünyanın her yerinde hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda saldırıya maruz kalmakta ve sömürüye uğramaktadır. Ülkemizde ise, kadına yönelik şiddette her geçen gün artış yaşanmakta; kadınlarımız fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmakta ve hatta yaşam hakları vahşice ellerinden alınmaktadır.

Emekçi Kadınların haklarını elde etmek uğruna can verdikleri mücadeleyi simgeleyen bu günde her türlü ayrımcılığa, şiddete ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz..

Bu nedenle, 8 Mart’lar bir kutlama günü değil, kadınların sorunlarını ve taleplerini dile getirme günüdür.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı 30 Haziran 2021 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girmiş olup tanıtım toplantısı ile   kamouyu ile paylaşılmıştır.“Şiddete Sıfır Tolerans İlkesi” ile Kadına Yönelik Her Türlü Şiddeti Önlemek” amacıyla yapılan proje çalışmalarına Niğde Barosu Kadın  Hakları Komisyonu olarak destek vermekteyiz. Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadına yönelik aile içi şiddet ve şiddet olaylarını önlemek, bunları kovuşturmak ve ortadan kaldırmak için gerekli adımlar, başta hükümet olmak üzere tüm kesimlerce atılmalıdır. Çözümün temel taşı önleyici tedbirlerin alınmasıdır. Şiddet olaylarının yaşanmaması için rutin sağlık kontrollerine psikolojik muayeneler eklenmeli psikolojik rahatsızlığı olan bireyler tespiti tedavi ve takibi devlet eliyle yapılmalıdır. Aile içi şiddeti önlemek için evlenmeden önce istenilen fizyolojik muayene tetkiklerine psikolojik muayene eklenmeli öfke kontrolü olmayan, şiddet eğilimi bulunan,  kişilik bozukluğu olan bireylerin tedavi olmadan evlenmelerine izin verilmemesi ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Yapılan rutin psikolojik muayenelerde psikolojik rahatsızlığı tespit edilen terapiye ihtiyacı olan  bireylerin devlet  tarafından kurulması gerekli olan Aile Terapi Merkezlerinde tedavisi takip edilmelidir. İlkokul, lise ve üniversitelere problem çözme becerileri yaşam becerileri, empati becerileri, iletişim becerileri, öfke kontrol becerileri gibi  dersler getirilmeli ve bu yetilerin gençliğimizi kazandırılması amaçlanmalıdır zira her alanda yaşanan şiddetin önlenmesi ancak gelecek neslin bilinçlenmesi ve eğitimi ile mümkündür .

Şiddetle topyekûn mücadele için toplumsal farkındalık ve duyarlılığın artırılması gerekli olup Niğde Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin kurumsal iletişim kanallarının artırilmasını, şiddetsiz bir toplum için bilinçlendirme faaliyetlerinin yürütülerek toplumumuzda  şiddete sıfır tolerans anlayışını yerleştirmeyi, Kadın Destek Uygulaması (KADES)’nın ve  ALO 183 Sosyal Destek Hattı’nın şiddet mağdurlarına yönelik sunduğu destek hizmetlerinin bilinilirliği ve kullanımının artırılmasını amaçlamaktayız.

             Kadına yönelik şiddet esasen bir insanlık suçudur. Tüm kurum ve kuruluşlar ve özellikle vatandaş olarak her birimiz bu hususta gerekli sorumluluğu almalıyız. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için temel öğe, mevcut toplumsal zihniyetin değiştirilmesi olduğunu savunmaktayız. Yasal mevzuattaki tüm değişiklik ve düzenlemelere rağmen, kadına yönelik şiddetin artarak devam etmesinin nedeni toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanamamış olması ve şiddetin kaynağına odaklı çözümlerin geliştirilmemiş olmasıdır. Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için temel öğe, mevcut toplumsal zihniyetin değiştirilmesidir. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde, genele yayılarak etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi  “Kadınlarını geri bırakan milletler geri kalmaya mahkumdur..” Ülkemizde gerçek demokrasiye ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmek ancak kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Niğde Barosu olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde,  her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyetle ve Uluslararası sözleşmelerle elde ettiği kazanımları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak düzenleme ve değişikliklerin karşısında olmaya devam edeceğimizi, kadına karşı ayrımcılığın, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve şiddetin ortadan kaldırılması için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. 08/03/2022

 

  Niğde Barosu Kadın Hakları Komisyonu

 

23.11.2024
AV. EMİN ALPER ÖZTÜRK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.