Şahsım ve Niğde Barosu adına hepinizi saygıyla selamlıyor ve yargıçlarımızın, savcılarımızın, avukatlarımızın, adliye çalışanlarımızın yeni adli yılı huzur içinde geçirmelerini diliyorum.
Değerli meslektaşlarım.
Hatırlarsanız bir önceki adli yıl açılış töreninde “adli yıl açılış törenini şehrin en işlek meydanını trafiğe kapatarak yapmış olmaktan rahatsızlık duyduğumuzu söylemiştim.” Belki de onlarca yıldır devam eden bu durum bugünde bozulmadı.
Türkiye’ de Adli yıl açılış törenini adliye binası dışında yapmak zorunda kalan tek ilin Niğde olduğunu içim acıyarak bir kez daha belirtmek isterim. Etkilenen vatandaşlarımız bizleri bu sebepten dolayı anlayışla karşılasınlar.
Diğer tüm İller bu töreni adliye binalarının bahçelerinde yapıyor.
Niğde olarak biz ise bir an önce bir ihtiyaçlarımızı karşılayacak yeni bir adliye binası yapılır ümidiyle bekliyoruz. Vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden Türkiye’deki diğer illerde yaşayan insanlarla aynı düzeyde yararlanmalarını sağlamak için bugüne kadar uğraştık. Bunda sonra da çabalarımız şüphesiz devam edecek. Ancak kabul edersiniz ki bu iradeyi hızla harekete geçirecek mekanizmaların işlemesi gerekiyor. Üzülerek söylüyorum ki çok yavaş ilerliyoruz.
Buradan Niğde kamuoyuna sesleniyorum. Adliye koridorlarında neredeyse oksijen alamıyorsunuz. Çocuk mahkemesi kurulsun diyoruz yer yok, iş mahkemesi kurulsun diyoruz yer yok. Her il adliyesinde olan bir aile mahkemesini bin bir zahmetle kurabildik. Böyle bir ortamda mahkemeler ve yargı hizmetinde çalışan herkes elinden gelen en iyisini yapmaya çalışıyor. Adalet şakaya gelmez. Soruyorum bu adliye Niğde insanına reva mı? Uzun uğraşlar sonucu bir takım gelişmeler olmuştur. Evet bir arsa tahsisi yapılmıştır, proje çalışmaları da yapılmıştır doğrudur. Tüm bu süreç oldukça uzun bir zaman almıştır, bunu da anlayışla karşılıyoruz. Ancak biz temel atılacak diye beklerken adliye binasının bütçesinin 2015 Ocak ayında görüşüleceği öğreniyoruz. Demek oluyor ki adliyenin temeli en erken 2015 yazı atılacak. Bu duruma itiraz ediyoruz. Mevcut adliye artık iş yükünü kaldıracak durumda değildir. Adalet hizmetlerini karşılayacak durumda değildir.
Kaldı ki yeni adliye binası nasılsa yapılıyor diye en az 2 sene adliyenin mevcut durumuyla sağlıklı bir hizmet vermesi de mümkün değildir. Vakit geçirmeden önlem alınmalıdır. Bunun için diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da destek olması gerekir. Yeni adliye binası yapılana kadar adliyenin fiziki imkanlarını artırılması için destek olunmalıdır. Niğde adliyesinde önemli bir kamu hizmeti verildiğini bilmiyorum hatırlatmamıza gerek var mı. Gerçekçi olmayan sudan bahanelerle taleplerin geri çevrilmemesini umuyorum. Bu şartlarda adliye hizmetlerinin yürümesi bile ileri düzeyde taktire şayan bir durumdur. Keza halkımızın bu fiziki şartlara katlanması da ayrıca taktire şayan bir tutumdur.
Ancak artık buraya kadar&S230;&S230;..
Değerli meslektaşlarım,
Varlık sebebimiz insan. İnsanlar arasında doğan ihtilafların hukuka ve adalete en uygun olarak çözülmesini sağlamak için varız. Mahkeme kararları Türk milleti adına veriliyor. Mahkeme kararlarının her biri tarihi birer belge niteliği taşıyor.
Kuvvetler ayrılığı benimsemiş bir hukuk devleti olan ülkemizde yargının her türlü vesayetten uzak ve bağımsız olması hiç tartışılacak bir husus olmamalıdır. Ne yazık ki bir taraftan toplumsal hayatta söz sahibi tüm kesimler yargının bağımsız olduğu vurgusu yaparak söze başlarken diğer taraftan sözde çıkarları için yargıyı didiklemektedir. Yargıç karşısında, dinli ile dinsizin, zengin ile fakirin, güçlü ile güçsüzün, soy adların, adların önündeki ünvanların, siyah tenin, beyaz tenin hiçbir üstünlüğü yoktur. Yargıç hukuk çerçevesinde hareket eder ve oluşan vicdana göre karar verir. Yargıç en adil kararı vermek için çabalar. Aynı şey ceza hukukunda soruşturma safhasında savcılar için de geçerlidir.
Yargı bunun için TERAZİ ile özdeşleşmiştir. Kefelerden birisine yapılacak küçücük bir baskı dahi adaletin dengesini bozar.
Kamuoyunda isimleri ile bilinen bir takım davalar ile başlayan güvensizlikle ilgili tartışma ortamı bugün de ne yazık ki daha da hızlanarak devam etmektedir. Toplumda oluşan bu algıyı ortadan kaldırmak için yargı mensuplarına büyük görevler düşmektedir.
Yargı içinde bir takım birliktelikler oluşmuştur. Önümüzdeki ayda gerçekleşecek HSYK seçimi için bu birlikler belirleyici taraf olmak iiçin adeta yarışa girmiştir. Bu ortam yargı mensupları arasında ciddi adaletsizlikler doğuracağı gibi aynı birlikte yer alacak kişiler arasında bile ihtilaflara yol açacak tehlikeli bir durumdur. Bu gurupların çıkış amacı hukuku üstün kılmak, demokrasiyi sağlamak, işleri biraz daha kolaylaştırmak olsa da yaşananlar görünüşteki amacın çoktan aşıldığını göstermektedir.
Türk yargısına hizmet eden avukatlar dahil olmak üzere herkes görevinin gereğini yerine getirirken her türlü siyasi mülahazalardan uzak olmalıdır. İnsanların değişik fikirlerde olması doğaldır. Ancak yargıyı bir güç olarak yorumlayıp bu gücü elinde bulundurma amacına yönelik atılacak her türlü olumsuz adım yargıya olan güveni çok aşağılara çekeceği gibi iyileşmez yaralar açacaktır. Yargılama faaliyetini etkileyecek her türlü konuda kimse taraf olmaya zorlanmamalı, tedirgin edilmemeli, bundan dolayı haksızlığa uğratılmamalıdır.
Hukuk adalet amacı dışında asla işletilememelidir. Hukuk güçlü olanın farklı düşünenleri sindirmeye yarayacak bir silah değildir. Hukuk haklının yanındadır. Bu ülkenin hepimizin olduğunu, aynı gemide olduğumuz ve fikirlerimizdeki farklılığın düşmanlığa yol açmaması gerektiğini HEP BİRLİKTE KAVRAMADIĞIMIZ SÜRECE yol alabilmemiz mümkün değildir.
Yargı hizmeti ile ilgili asıl konuşulacak ve çözüm üretilecek birçok sorun var olmasına rağmen hala konuşmaya gerek bile olmaması gereken ilkesel konulardan bahsetmek de bir başka üzüntü konusudur.Milletimiz gecikmeyen adalet beklemektedir. Hukuka uygun soruşturmalar beklemektedir. Umuyorum ki bir sonraki adli yılda özellikle ilkesel konuları değil, gerçek sorunlar ve başarılı çalışmalar üzerinden konuşmalar yaparız. Tüm dileğim bu yöndedir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum..